26 Eylül 2012 Çarşamba

Kanka Ayağı... Ayağı KIZ + KIZ KANKALAR

Selamlar uzun zaman sonra tekrar merhaba gecen aylarda yazdığım Erkek + Erkek kanka yazım beğeni kazanınca doğru bir konu üzerinde olduğumu anlayıp hemen 2. şıkkımız olan Kız + Kız kanka yazımı yazmaya başladım..Ama bu konu Erkek + Erkek kankalara göre biraz daha uzun ve sorunlu bi konu.Çünkü bence kadının kadından büyük düşmanı yok. Hadi bakalım elime kuvvet :)

          2) KIZ + KIZ KANKALAR

Nerden başlasam nasıl anlatsam...

     Yıllar önce çok yakın bi arkadaşım 3 tane kardeşim dediği kankasından öyle bir kazık yedi öyle bir hayatı alt üst olduki.O günden beri kadınlardan nefret ettim.

   Arkdaşım üniversitede ailesi gayet kültürlü düzgün bir kızla arkadaşlığa başlıyor.İkisininde arabası var,maddi olanaklar eşit gayet uyumlu bi arkadaşlık gibi gözüksede.Nedende diğer kız okuldaki başka hiç bi kızla samimyet kuramıyor sevilmiyor.Çünkü kızın annesi okulda öğretmen ve okulun bütün kızlarına o... gözüyle bakıyor öyle davranıyor ama kendi kızı dışarda ne haltlar yiyo ruhu duymayan bi anne.


       Gel gelelim iki kızda aynı okuldan aynı bölümden mezun oluyorlar.Yıllar geçiyor bizim kızın arkadaşının kardeşi ve onunda sınıf arkadaşı gruba dahil olunca 4 lü bir kız grubu oluyorlar.

     Sonra nasıl olduysa bu 4'ü aynı anda bir yardım derneğine gönüllü giriyorlar.Ama benim arkadaşım becerikliliği ile çok göz önüne çıkıyor ve bi sürü ödül alan projeye imza atıyor birde bu yetmezmiş gibi girdikleri o dernekten tanıştığı bir çocukla evleniyor.Ama bizim saf sanıyorki bunca şey olurken arkasında onun için sevinen onu destekleyen 3 kız arkadaşı var.Meğerse bu 3 kız içten içe bizim arkadaşın kuyusunu kazarmış,kızın evinde yatıp kalkıp evin içinden malzeme toplayıp sağa sola anlatırmış.Bide yetmezmiş gibi arkadaşımı imzada sahtecilikle dernek defterlerinde oynama yapıp dolandırmaya kalkınca bizim safın gözü açılıp sonunda ipleri koparıyor ama bu olay onu ciddi derecede sarsıyor.Aylarca kendine gelemiyor ,hatta eşiyle bile bu sebepten bi dönem boşanma aşamasına geliyorlar ama çok şükür en azından yuvaları kurtuluyor.Ailecek çok büyük yara aldılar hepsinin cezasını Allah 'ın vermesini sabırla bekliyorlar.

        Kız+ kız kankalık demek çılgınlığın dibine vurmak demektir kimi zaman.Dersleri ekmek,içmeye gitmek,arabayı kaçırıp cadde de piyasaya çıkmak modaydı bizim zamanımızda :)))) Benimde vardı bir kankam az çıkmadık arabayla turlamaya .Ama bi gün bizim kanka aşık oldu ve aşık olduğu çocukta yobaz çıkınca bu işlerden çekti elini eteğini dünyanın en ehli namus kızı oluverdi ve erkek arkadaşı tarafından veto yiyen ben oldum :)
        
          Bi arada biz aynı sınıfta 4 kız kankaydık hepimiz piyano bölümündeydik..Sonra yıllar bizi ayırdı.3 yıl önce  üçümüzü hayat tekrar bir araya getirdi.Tam o sırada birimiz hamile kaldık,birimizin düğününü yaptık 3. hani bana,hani bana dedi muhtemelen çünkü hala bilmediğimiz bir sebepten bizimle görüşmeyi bıraktı.Ama biz bize yeteriz dimii biriciğim.( o kendini biliyor )
     
 Kız kıza kankalık çok risklidir.Heleki kızlardan biri evlenip biri bekar kaldıysa o en fenası işte.Önceleri evlenen kız kocasının bütün bekar kankalarına arkadaşına yapıp 4 lü takılmak ister.Ama değil bu tanışmalardan bir ilişki çıksın durduk yere hem eşinin arkadaşları ile arası açılır hemde kankasına yaranamaz.Ama kanka olan kız her fırsatta bu evli çifti taciz etmeye devam eder.Sizde bi arkadaşınızı yapamadınız der durur.Sanki dünyadaki tüm bekarlar onların tekelindeymiş gibi.

 Gel zaman git zaman bizim evli kızın kocası bu bekar kızdan nefret eder.Her buluşmada laf sokar,dalga geçer onlardan soğuması ve az görüşmeleri için elinden geleni yapar.Çünkü karısına bunu bin kere söylediysede karısı kankasına kızamaz.

          Bide bazı kızların ota boka karışan uyuz anaları vardır.Bu kızların baş kankası anasıdır.Anasıyla yer,anasıyla gezer,anasıyla uyur..Ama ben bu konuda kıza değil anasına kızıyorum.Be kadın hiçmi arkadaşın yok yaşına başına bakmadan ne dolanırsın kızının peşinde.Hadi dolanıyosun kızının tartıştığı uyuz olduğu insanlarada laf yetiştirmeyi iş beller kendine.Önce ilk işi kızının arkadaşlarını facebooktan takibe almaktır.Sonra kızıyla ilişkisi bozulanı ya da kızının canını sıkan kızlara iletileri ile laf geçirme opersayonu başlatılır.Analı kızlı karşılıklı yazışıyor ayağına yazarlarda yazarlar.Tek zeki kendilerini sanan bu ikisini toplasan tek beyin etmeyen ana kızlara,karşı taraf işe uyanırda cevap verirse vay onun haline..Baktılar başa çıkamıyorlar yallah facebook listesinden dışarı.Çünkü gerçek dünyada yemez hayatlarından dışarı yollamak.Haa bu arada bu kızların sonu genelde ya evde kalmak ya da evlenip bikaç seneye dul kalmak olur ...


Ey kadın milleti hep kıskançlık,hep çekememezlik,hep arkadan iş çevirme her türlü pisliğe imzamızı atan yeryüzündeki en tehlikeli canlı malesef bizleriz.Doğuştan mı böyleyiz yoksa doğamızdamı bu var ya da hayatmı bizi bozuyor anlamıyorum.Ama kızımı sizlere karşı dayanıklı yetiştirmeye kararlıyım.Hani anne sütü mikroplara karşı dayanıklı yaparmış ya çocukları birazcık sütümün hakkı varsa  hastalıklara karşı değil ama siz kadın mikroplara karşı umarım korur yavrumu...

KIZ + ERKEK kankalar yazımda görüşmek üzere.

             Sevseniz de  sevmeseniz de Ahucuk ' tan sevgiler...

6 Ağustos 2012 Pazartesi

İNSANLIK ÖLÜDÜMÜ ???

Geçen cuma günü eşimin 2012-2013 çalışma döneminde başkanlığını üstlendiği benimde yönetim kurulunda sekreter olarak görev yapacağım Harbiye Lions Kulübü adına bir yardım aktivitesi gerçekleştirdik.
 Yardım aktivitemizi Facebook ta 15 gün öncesinden yazmama rağmen 1 arkadaşım dışında hiç kimse ilgilenmedi.Para yollamak bi yana tebrik eden bile olmadı.Zaten bu ülkede hangi yapılan güzel bir işi tebrik ederizki.Neyseki üyelerimiz sayesinde fazla fazla para toplandı.Bize verilen koli sayısı tamamlanınca paramız bile arttı.Artan parayla ve üstüne yeni eklenecek bağışlarla eylül ayında kırtasiye malzemeleri alıp ihtiyacı olan köylere göndereceğiz.
         
Genelde böyle yardımlardan şüphe ederim.Yerine ulaşıyormu diye düşünüyorum.Çünkü yıllar önce Leo kulübü üyesiyken seyrantepe taraflarında bir mahalleye muhtarın yönlendirmesi ile yardım götürmüştük.Bize adresi verilen gece konduların arka bahçelerinden son model Jipler mi bulmadık.Gece konduya kat çıkıp apartmana çeviren adamların ziline bastığımızda lütfedip aşağıya inmek yerine asansöre koyun diyen yüzsüzlerlemi karşılaşmadık.

      Bizim aktivitemiz bendeniz sekreter Ahucuk,Levent başkan ,başkan yardımcımız Zerrin ablamız ile saat 14.30 da Göztepe Merdivenköy Muhtarlığında buluşmamız ile başladı..Erzak kolilerimiz zaten  belirlediğimiz marketten yeterli sayıda temin edilip bagaja bir gün önceden yüklenmişti.

   Merdivenköy Muhtari Nazan Hanım inanılmaz idealist çok dürüst bir muhtar. Mini eteği,kolunda dövmeleri ile halkın sevgilisi olmuş.Zaten babadan geçmiş ona bu meslek.22 yıldır aynı mahallenin muhtarıymış.Bütün evleri tek tek biliyor ismen herkesi tanıyor.Saolsun bizi kırmayarak bizimle birlikte önceden belirlediği evleri bize tarif edip tek tek dolaşıp hem erzak dağıttı, hemde mahalle sakinlerinin ona teslim edilen yardım paralarını elden ihtiyaç sahiplerine verdi.

  Şu hayatta iki kuruş için edilen kavgalardan,mal mülk için birbirini vuran insanlardan o an öyle nefret ettimki.Bir koli erzak için o teyzelerin gözünün içi öyle kocaman güldüki.Bize o kadar dua ettilerki.Ben kendimden utandım.Ben kimimki bana o kadar minnet duyuyolar.Bende insanın benimde iki elim iki kolum var.Bende nefes alıyorum.Bazısının derdi erzak bile değil 10 dakika sohbet etmemiz bile onları mutlu ediyor.Bütün dağıtım boyunca gözümden akan yaşlar bir türlü dinmedi.Herkesin mutlaka böyle anlara şahit olup yaşadığı hayatın değerini anlaması gerekiyor.

    Yardım deyince hepimiz sağır,kör dilsiz oluyoruz.İşimize gelmeyen hiçbişeyle ilgilenmiyoruz.
Geçen gün facebook ta bir kan aranıyor yazısı yazdım.Ne bir geçmiş olsun, ne bi hayırdır diyen olmadı.Bizim uymuyor ama soralım falan yorumu bile gelmedi.Güzelim ülkemin insanları nerde abuk resim,nerde abuk fıkra,nerde abuk bi durum yazısı var onu beğenir,onu paylaşır.Facebook listemde olanların çoğu merakından ordalar.Şimdi silsem listeden hemen mesaj gelir.Ahucum hayırdır bişey mi oldu beni silmişin.??? Madem mesaj atmayı biliyosun,düğünümde,doğumumda tebrik atmak için niye o parmakların çalışmaz....
     Giderek daha çok kendine müslüman bi ülke oluyoruz onu anlıyorum.Ne arayana yardıma koşuyoruz,ne bizden daha zor durumda olana iki paket makarna veriyoruz.Ne sokakta kavga çıkınca araya giriyoruz.Ne haklıya destek olup olaya şahitlik ediyoruz.Aynı acılar kendi başımıza gelene kadar insanları uzaktan izleyip,ayıplayıp yeri gelince  arada kalmamak için komşumuzla bile selamı sabahı kesiyoruz.Taakii başımıza aynı olaylar gelene kadar ,aynı acıyı içimizde hissedene kadar birbirimizi anlamıyoruz.

         Beni ailem delikanlı yetiştirdi.Benim herşey dilimdedir.Kimin için ne düşünüyosam arkasından değil yüzüne söylerim.Ben haklı bulduğum herkes için arayada girerim,arada da kalırım.Taraf olurum.İkili oynamam.Herkesle aramın iyi olmasına çokta gerek duymam.Varsın benim sevdiklerim beni sevsin o bana yeter.Haklı olana taraf olmazsak ,kötüleri nasıl yenebiliriz.Karşımdakinin acısını anlamak için başıma gelmesini beklememe gerek olmaz.

    Bende kızımı böyle yetiştiriyorum..Dünya giderek kötüleşse bile bizim içimizdeki insanı kimse öldüremiyecek.Belki oda benim kadar az sevilecek ama dürüst ,özü ,sözü bir büyüyecek.İNSAN olacak ROBOT değil.

          Neyse uzun lafın kısası bu bizim ilk aktivitemizdi 1 yıl boyunca birçok yardım yapacağız.
Bizi takip etmeye devam edebilirsiniz.İnsanlık ölmedi ölmesin !!!!



En Derin Lion Sevgi ve Saygılarımla

Harbiye Lions Kulübü
                
 2012-2013 Çalışma Dönemi  Sekreteri

Ahu Kahraman Yıldırım..

2 Ağustos 2012 Perşembe

Kanka ayağı .....ayağı !!!


     Anneannemlerin zamanında  "ahiretlik", annemin zamanında "dostluk ",bizim zamanımızda " kanka" yeni neslin zamanında  "kanki " olarak değişim gösteren bu kelimeler kardeş kadar yakın anlamına geliyor.

   Ben kendi zamanımızdan yani "kanka" kavramından bahsedicem.Gerçi bu zamanda kanka da kalmadıya herkes kendi derdinde ,işinde ,gücünde...

  Kankalığı 3 ayrı yazıda 3 ayrı bölümde incelemeye karar verdim.
 
   1) Erkek + Erkek Kankalar
   2) Kız     + Kız     Kankalar
   3) Erkek + Kız     Kankalar

       1- ERKEK + ERKEK KANKALAR


Bu kankalığın bence en uzun süren şıkkıdır.Çünkü onların kendilerine has bi ilişkileri,doğal çıkarsız bi arkadaşlığı olur.Maç,play station,karı kız muhabbeti,rakı masası geyiği dışında çok fazla paylaştıkları bişey olmaz.
    Mesela  asla birbirleri hakkında  "ulan bak bizim Mehmet yine ayakkabı almış.Doymadı gözü bu kaçıncı ayakkabı tabi buldu zengin karıyı  alır" diye giydirmez.En büyük kavgaları kazara aynı kızdan hoşlanırlarsa olur o krizide kısa sürede aşarlar.

        Birbirlerine çok sadıktırlar grubun içinden evlenenlerde olsa asla bekarları bırakmazlar.Ya sürekli gel kanka maç izleyelim,gel kanka oyun oynayalım diyerek evlerinde ağırlarlar Veya karısını evde bırakıp kankasıyla takılırlar( bu benim başıma en çok geleni mesela ),ya da onlarda evlensin diye sürekli bir organizasyon düzenleyip bekarlara eş bulma çalışmaları sürdürülür.( biz bunuda çok yaptık mesela halbuki ne gereksiz bırak halleri varsa görsünler )         
       Erkek + erkek kankalar genelde tamamı evlendiğinde veya ciddi bir ilişki yaşadığında eşleri yüzünden yolları ayırır.Mutlaka grupta bir ya da bir kaçının karısı uyuz ,geçimsiz,anti sosyal çıkar.Evlenene kadar grupta onlardan önce evlenmiş arkadaşlarının karılarına yalakalık yapıp cici kızı oynarlar istediklerini alınca içlerine şeytan kaçar.
          Bazısı kendini prenses sanar,bazısı sürekli eşinin diğer arkadaşlarına, bakın arkadaşınız ne şanslı benim gibi karısı var dercesine hizmet edip ,cilveler yapar, gidip kocasını sürekli öper koklar kucağına oturur ( bu benim en uyuz olduğum tarz mesela ),.Bazısıda tam tersi eşini kimseyle görüştürmez sadece kendi arkadaş çevresi ve akrabaları ile vakit geçirir.
    
    Aslında bu uyuz kadınlar kendilerini daha evlilik arifesinde belli eder.Mesela benim kuzenim eşinin kankasının nişanına davet edilıyor eşiyle.Sonra öğreniyoki  uzun zamandır görüşmedikleri bi akrabası ve kuzenim tarafından onlarla tanıştırılan ama kuzenimin uzun süredir görüşmediği bi arkadaşıda nişana davetli.Bu durumdan biraz rahatsız olduğunu samimiyetlerine güvenerek nişanlı çifte söylüyor ve gelin hanımdan şöyle bir cevap alıyor."Onlar senin akraban veya arkadaşın olabilir.Canımız onlarıda çağırmak istedi.Çok rahatsız olursan erken dönebilirsin evine"Bu öküzce cevap karşısında şok olan kuzenime kalsa kesin o geceye katılmazdı ama eşinin hatırına  kabus geçen bir nişana gitmek zorunda kaldı.

         Ama allahın tokadı yok bu çift evlendi ve onlarında sevmediği ve görüşmedikleri akrabalar eklendi hayatlarına.Ve benim kuzenim geçen ay tatilde bu kızın sevmediği bi akrabası ile bir mekanda karşılaşıp sohbet etme fırsatı bulmuş.Veee bombaaa meğerse bu prenses benim kuzenim hakkında orda burda atıp tutuyomuş demediğini bırakmıyormuş.Oğlanı evlenmeye ikna edene  kadar kuzenimin dibinden ayrılmayan ama daha nişandan ne mal olduğunu gösteren bu kızdan başka bi tutum beklenemezdi.Tabiki bu son olay bardağı fazlası ile taşırıyor ve kuzenimin eşinin erkek + erkek kanka grubunun sonu böylelikle geliyor.

              Bu erkek + erkek kankalar ağız tadı ile eşlerinide alıp bir grup yemeğine çıkamaz mesela.Birinin karısı yemek seçer, diğerine gidilen restaurant pahalı gelir,birinin eski hoşlandığı çocuk yeni sevgilisiyle gelmek ister kız bozuk çalar.Halbuki o kız gruptan en az 3 çocukla çıkmış sonunda birine kapağı atıp nikahı basabilmiştir.Yemek düzenliyenede,davete katılanlarada zehir olur gece.
            Ama geçen gün kankalığa dair içime bir umut ışığı doğdu.Benim eşimin en yakından dostlarından biri Ahmet 'in düğünü için,  bizimde içinde olduğumuz 25 kişilik arkadaş grubu  Romanya 'ya gittik.Günümüzde heleki İstanbul'da 25 arkadaşını doğumgünü partine getiremiyosun.O kadar güzel vakit geçirdik ,öyle güzel ağırlandıkki anlatamam.Ahmet 'i çok kıskandın o an.Bu kadar seviliyor olmak çok güzel olsa gerek arkadaşları tarafından.Tekrar Ahmet ve eşine mutluluklar dilerim.

     Benim erkeklere tavsiyem erkek erkeğe arkadaşlıklarına devam etsinler ve eşlerini hiç birbirleri ile tanıştırmasınlar...Bence kadınların askere alınmama sebebi de bu.Düşmana gerek yok iki dedikodu ile orduyu karıştırırız evel allah.Silah eğitimine de gerek yok çenemiz yeter.Bizi düşmana karşı bi salsalar dırdırımızla püskürtürüz.
       Özet olarak ben sevmiyorum kardeşim kadınların çoğunun huyunu.Şu hayatta yılandan korkmam kadından korktuğum kadar :))
                              
      Bir sonraki şıkkımız Kız + kız kankalar yazımızda görüşmek üzere..

       Ahucuk 'tan sevgilerr :)

          


30 Temmuz 2012 Pazartesi

Anne Kalbi

 1 Temmuz 2010

Günlerdir bitmek bilmeyen mide bulantılarım,baş dönmelerimi katıldığımız düğünlerde içilen içki miktarına bağlayan ben o gün ani bir bayılma sonucu minicik bir kalbin içimde büyüdüğünü öğrendim...
    Yaşadığım şaşkınlığı gözümden süzülen yaşları dün gibi hatırlıyorum.Mutluluktan değil korkudandı akan yaşların sebebi.Hazırmıydım,bir birey yetiştirecek kadar sorumluluk sahibimiydim,daha 2 yıllık evliydik ve 1 okul açmıştık.Eşimin benden daha hazır olduğunu biliyordum ama erkeklerin kadınlar kadar çocuktan etkilenmediklerinide en yakınımdaki velilerimin anlattıkları kadarı ile tahmin ediyordum.En azından daha loğusa depresyonu geçiren bir baba görmedim...Bunları düşünürken tam yarım saat elimde testle oturduğumu farkettim..

    Beni tanıyanlar çok iyi bilir ben herşeyi abartılı,ayrıntılı dolu dolu yaşamayı severim.Bence çevremdeki birçok arkadaşımın bana uyuz olmasının nedeni bu.Aslında ben bunu kimseye hava atmak veya  gövde gösteri olsun diye değil bu şekilde çook mutlu olduğumu hissettiğim için yapıyorum.
    Hamile olduğumu aile fertlerine söyleme kısmını şova dönüştürmeye gelmişti sıra :))
Tabiki ilk yazımdan kimseyi sıkmamak adına tek tek kime nasıl haber verdiğimi yazmıyorum..Ama sonuçta herkes çok mutlu ve heyecanla 9 ayın geçmesini beklemeye koyuldu.
       Benim hamileliğim sağlık anlamında çok rahat geçti 4 ayın sonunda 8 kişilik kalabalık bir ekiple bebeğimizin cinsiyetini öğrenmeye gittik...Ve benim gibi süslü bir anneye verilebilecek en iyi haber kızımızın olacağıydı.
        Hemen pembe kıyafetler,ayakkabılar alınmaya başladı biz bu arada eşimle okulumuzun  2. şubesini  açtık..Daha çok düşman kazandık.Nedense bu devirde gerçek bikaç dostun dışında hiçkimse arkadaşlarının para kazanmasını ,giderek daha başarılı olmasını çekemiyor.O zaman şu şekilde bir cevap veriyoruz kendilerine beni çekemeyen anten taksın :)))
Kızım çok dayanıklı çıktı çünkü ben kimseyi dinlemeyerek hem badana boya yaptım,hemde duvar kağıdı kapladım..İnanılmaz yorucu günler geçirdim.Hem iş yerinde hemde özel sebeplerden dolayı belkide bir hamilenin ağlamaması gerektiği kadar çok ağladım ve üzüldüm.Ama o minik prensese hep anlattım ne sıkıntı çekiyosam sen mutlu ol diye annecim..

           9 aylık hamileyken evimizi taşıdık.Bebeğime lütfen kızım kıyafetlerini yerleştirelim öyle gel dedim.Ve en son tulumunu dolabına astığım (21-02-2011 )gece akıllı kızımız tekmelemeye başladı,sancılarım arttı.

          Bunca üzüntü,telaş,sıkıntı ,içinde tabiki baby shower party,bebek şekerleri,hastahane odası süslemesi,hamile fotoğrafları,doğum klibi için firma,doğum fotoğrafçısı organizasyonlarınıda tek başıma halletmiş doğuma tamamen hazır bi hale gelmiştim..Zaten etrafımdakileri en sinirini bozan şeyde bu.Bazen hayatım öyle içinden çıkılmaz hale geliyorki Ahu şimdi bitti diyolar..Ama ben yere ne kadar hızlı düşersem iki katı yukarı zıplıyorum..
           
      Kendi iş yeri olanlar bilirler insan kendine doğum izni veremiyor.9 ay 5 gün çalışıp işten doğuma gidip doğum sonrası 10. gün işe dönmek zorunda kaldım.Doğum sonrası depresyona girecek kadar bile vaktim olmadı :) Ve hamile olduğumu öğrendiğim ilk günkü kaygılarım giderek yerini güven,gurur ve huzura bırakmıştı...

      Uzun lafın kısası 17 ayı geride bıraktık en yakın arkadaşım Lal prensesle..Tabki arada geçen aylar içerisinde Mevlüd,diş buğdayı 1 yaş partisi organizasyonlarımızda eksiksiz ve tüm ayrıntılar düşünülerek tarafımdan hazırlandı buda düşman sayımıza düşman kattı :))))))) 
  
     17 aydır hayatımda olan bu minik insan hergün beni kendine hayran bırakıyor hergün büyüyor  ve hergün ona daha güzel şeyler öğretebilmek için benim ona olan sorumluluklarım artıyor.
     
            Bloğumu açmamda beni cesaretlendiren ve emek veren komşum İrem 3 gündür benden yazı bekliyor belki  ama  2 gün ve gecedir bizim ufaklık diş çıkarıyor ve sürekli ağlıyor ve ben çaresizce onu izliyorum..

  Onun gözünden akan yaşlar 2 gecedir sanki bıçak gibi içimi delik deşik ediyor..Diş çıkarırken canını yakan o dişlere duyduğum düşmanlığı size anlatamam.İleride başka bir sebeple kalbi acır ve ağlarsa onu ağlatanı benim elime vermesinler.

Umarım sizleri sıkmamışımdır. İlk yazımda çok ama çok zorlandım belki bundan sonrası daha kolay olur.

  Yazıma güzel bir hikaye ile son vermek istiyorum sevgilerimle

Ahucuk :)


ANNE KALBİ
Bundan yüzyıllar önce bir ülkede genç bir delikanlı varmış.Bu delikanlı bir köyde yaşlı annesiyle beraber yaşar köyde çobanlık yaparmış.Genç delikanlı bir gün kasabaya inmiş.Kasabada gezerken çok güzel bir kız görmüş ve o anda kıza deli gibi aşık olmuş.Ama genç kız güzel olduğu kadarda kötü ve acımasız biriymiş.


Genç delikanlı günlerce kızıın peşinden koşmuş.Mektuplar yazmış ve en sonunda kızla tanışmaı başarmış.Kızı almış köyüne annesinin elini öpmeye götürmüş.Kız başta gitmek istememiş fakat sonra ikna olmuş ve köye gelmiş.Delikanlının annesi kızı karşılamış yemek yapmış ağırlamış ve çok mutlu olmuş.Fakat genç kız yaşlı kadına içten içe nefret duymuş ve ondan kurtulmak için delikanlıya Ya annen ya ben demiş.

Zavallı delikanlı çok seviyormuş ve kızı tercih etmiş .Annesini köyde bırakıp gitmiş.Günler sonra kızın içindeki o nefret geçmemiş ve delikanlıya anneni öldürecek ve bana kalbini bir kavanozda getireceksin yoksa seni bırakırım demiş.


Delikanlı sevdiğini kaybetmemek için kabul etmiş ve annesini öldürüp kalbini bir kavanoza koyarak şehre doğru yola çıkmış.Yağmur yağmaya başlamış ve delikanlı koşar adımlarla elinde kavanozla koşarken ayağı takılmış ve düşmüş.Elindeki kavanozda yere düşmüş ..Kalkmış kavanozu eline almış ve o sırada bir ses gelmiş kavanozdan.

YAVRUM CANIN ACIDIMI.....







  

28 Temmuz 2012 Cumartesi