17 Aralık 2014 Çarşamba

Biberon krizi !!!!

 Helppp helppp !!! Gece 2 den beri uyur uyanık vaziyette sabahı ettik..Bakıcı depresyonumuZ yetmezmiş gibi nur topu gibi yeni bir derdimiz var..#lalprenses biberondan süt içmeye bayılıyor.Hatta biz artık fazla süt zararlı diye sütü sulandırıyoruz.Özellikle gece uykuya dalarken tiryakisi oldupu bu süt olayı ,gece çiş olayını çözemememize sebep oldu.Uykusu çok ağır olduğu için asla çişi gelince uyanmıyor.2 saatte bir çişe götürüncede uykusu kaçıyor hiç uyumuyor.Bu yüzden geceleri hala bez takmaya devam ettik.Dün okulda öğretmenine bu konudan bahsettim.Onlarda biraz sohbet etmişler.Sen artık büyüdün sütü bardaktan içmelisin ,bezi de bırakmalısın vs.Dün okuldan aldığımda çok mutluydu.Hemen eve gidelim annecim biberonla,bezimi çöpe atma töreni yapalım ben abla oldum dedi.Ben de kendini hazır hissetmiyorsan yapma annecim mutsuz olmanı istemem dedim.Ama kendisi çok ısrar etti ve eve gelir gelmez alkışlarla bez ve biberonu attık.İlk bi kaç saat babasına gururla töreni anlattı..Ya sonraa !!! Ah bizim bu ya sonralar :)) Gece çok zor uyuttum.2 kere tuvalate kaldırdım.2. Sinde uyandı ve biberon diye 1.5 saat ağladı.Tam uyuttum 10 dakika sonra geldi aramıza yattı.Allahtan bugün pedagog randevumuz var..Ne yapacağımı şaşırdım.Zaten hasta ,huysuz.Babamızda bana kızıyor sen yüz veriyosun diye :((( Ama ben zor günler geçirdiği bu günlerde fazla üstüne gitmek istemiyorum o kadar.

          Günler giderek daha da zorlaşacak gibi !!

                                        Sevgilerimle Müzisyenanne

7 Aralık 2014 Pazar

Anne ve Babamın 35.Evlilik Yıldönümü

7-12-1979 35. Evlilik Yıldönümü .Konservatuvara girdiğim ilk gün kayıtta anneme bir soru sormuşlardı.Soru aynen şu .." Kızınız annesiyle mi yaşıyor babasıyla mı ??? " O gün bana çok garip gelen bu soru zamanla nerdeyse sınıf arkadaşlarımın çoğunun anne ve babasının ayrı olduğunu öğrenmemle gayet normal gelmeye başladı.Hatta onların daha özgür hayat yaşadıklarını düşünüp bikaç kere anneme keşke sizde boşansanız bile demişim.Arada sırada da istediğim şeyler olmayınca benim için ne yaptınız, bana mı sordunuz da beni doğurdunuz tarzı ergen triplerime karşılık, cevap annemden hep şöyle geldi."Biz sana mutlu bir yuva,huzur verdik.Hiç kavga etmeyen anne,baba olduk" Bana bu açıklama da çok komik gelir,bana ne ya kavga etseydiniz ne olurdu derdim kendi kendime " Şimdi arkadaşlarımızın çoğu evlendiği hızla boşanıyor.Bir çoğu çocuk sahibi bile değil.Annemin dedikleri şimdi hayatımda anlam kazanır oldu.Hatta klasik "anne olunca anlarsın " lafını bile anlıyorum sanki :))) Annemlerde zor yaşam şartlarından geçmişler.Hatta hiç unutmadığı bir olay var.Muz çok pahalı diye sadece bana yedirmek için alırmış.Bigün manav ona muzun yeşillerinden verince annem daha olmuşundan verirmisin bebek yiyecek demiş.Manav da anneme alacağın bikaç muz onu da beğenmiyosun diye azarlamış :((( Bizimkilerin hikayesi tam türk filmi.Annem fabrikatör kızı,babam İstanbul'da gündüz taksi şöfölüğü yapıp gece okuyarak mezun olmuş bir makine mühendisi.Onların ki tam aşk hikayesi.Annem tüm imkanlarını baba evinde bırakıp evlenmiş.Sıfırdan kurmuşlar hayatı.Yanlış anlamayın aileleri onaylamış evliliği ama babam gururundan annemin imkanlarını değil kendi imkanlarıyla yuvasını kurmak istemiş.Babam bizi çok mutlu etti ve tabiki annemide.Hep çalıştı hala çalışıyor.Her akşam evine döndü bizi öptü.Evimiz hep yemek koktu aynı anda sofraya oturuldu.Her istedğimizi fazla fazla aldı.Kardeşim bana göre daha uslu bir evlat oldu :)) Ben biraz çektirdim ama beni de sevdiler.Koskoca 35 yıla ne anılar,ne üzüntüler ne mutluluklar sığdı.Şimdi 2 torunlu bu gençler evlilik yıldönümlerini kutlamak için taksim civarlarında geziyorlar.Nice mutlu 35 Yıllara canım ailem.Allah sizi başımdan eksik etmesin...





24 Kasım 2014 Pazartesi

Ev Hanımı Olmak İsterdim

Herkese yağmurlu bir İstanbul sabahından günaydın..Size son zamanlarda içime dert olan bir konu hakkında dert yanacağım.Ev Hanımı olmak ... Annem Kadiköy Anadolu Lisesi Mezunu.Lise sonda nişanlanmış,üniversiteyi İzmir'de ingilizce öğretmenliğini kazanmış ancak babam İzmir'e gidersen ayrılırız demiş ve annem aşkı seçmiş.21 yaşında anne olmuş.Okuldan eve döndüğümüzde bizi her daim güler yüzü ile karşılardı.Ev kurabiye,kek kokardı.Saat 17.30 a doğru annemi tatlı bir telaş sarar hemen üstüne başına çeki düzen verir babamı öpücüklerle karşılardı.Şimdi yeni yeni ne kadar güzel bir manzara olduğunu anladığım o manzara bana çok batardı.Arkadaşlarımın annelerinin çalışmasını kıskanır,annemin ev hanımı olmasına kızardım.Son zamanlarda kızımın anne hasreti çektiğini farkediyorum.Ve şu anda ev hanımlarını , çocuklarına yemekler yapıp,gündüz arkadaşlarıyla kahvaltıya çıkıp,akşam kocasını kapıda karşılayan herkesi çok kıskanıyorum..Çocukta yaparım kariyerde sloganına uyum sağladım evet ama çocuğuma sürekli yetemiyor sendromum var hadi hayırlısı..Yüzlerce çocuğu mutlu eden sevgisini kazanan biri olarak umarım kızımıda mutlu edebiliyorumdur.Sevgilerimle #muzisyenanne #blog#blogger#bloggeranneler #iganneleri #igannesi #internetanneleri #uykusuzanneler #anneçocuk#annekız#lalprenses

24 Kasım Öğretmenler Günü Hatırası

#blog Yıl 1984 3 yaşındaydım çocuk yuvası ile tanıştığımda.Henüz ben bebekken eve yeni bir bebek gelmiş adına kardeş denmişti :))) Annem bebekle ilgilenmek zorunda kalacak  fazla dışarı çıkamayacak  olduğu için beni okula yazdırmışlardı.Amaçları orada eğlenip hemde verimli vakit geçirmemdi.Ama tam tersi oldu ben kardeşim gelince evden atılmış hissetmiştim.Bu yüzden yuva da uyum sürecim hiç iyi geçmemişti.Mesela sanatsal faliyetlere yeteneğim olduğunu düşünen öğretmenim beni pamuk prenses yedi cüceler piyesinde başrole layık görmüştü.Pamuk prenses rolüne alışmış tam yuvaya ısınmışken,uyku saatinde ranzanın üst katında yatan arkadaşımı yalnışlıkla düşürünce öğretmen bana ceza olarak rolümü başkasına vermiş,beni de masalda ki kötü cadı yapmıştı :((((  Yuhh dediniz di mi duydum :))) Ben çocukluğumdan beri uyumayı sevmem.Uyumayan çocukları öğretmen bi sınıfa toplar masaya kafamızı dayar yarım saat öyle tutardı.Adınada  dinlenme saati derlerdi.Gel zaman git zaman annem sonunda beni yuvadan aldı.Geceleri kabuslar görüp çığlık çığlığa ağlayarak uyanır olmuştum.Yuvadan alırken de oranın müdüresi kızınız kendisini prenses sanıyor ileride işiniz çok zor demiş..:))) Yuvayı beceremeyen ben 5 yaşında ilkokula başladım:))) Nasıl mı ??  Öğretmen olan karşı komşumuzla öğretmeni olduğu 5. Sınıflara 5 yaşında misafir öğrenci olarak  :)) Yani küçüklükten beri normal giden şeyler pek tarzım değil..Yıllarca yuvalarda müzik dersi verdim çocukken bana bu kadar kötü anı bırakan yuva kadar kötüsünü hiç görmedim.İlk okula gerçekten kayıt olduğumda manyak öğretmene düştüm dayak yedim,konservatuvarda piyano hocasından dayak yedim..Ben Hayatımda 3 Öğretmene teşekkür ederim.1.Cumhur Bakışkan Mimar Sinan 'da solfej öğretmenimdi hayatımın yönünü değiştirdi bama hep güvendi.2.Şükriye Doğruyol piyano öğretmenim ..Konservatuvar da dayak yediğim piyano hocamı değiştirip oldukça yetersiz bir piyano hocasına verilince ek derslerle sınavı geçmek zorunda kaldım.Şükriye hocam gerek beni evinde yatırdı,gerek benimle okula gelip konçertoma eşlik etti.O olmasaydı asla mezun olamazdım.3.Sevinç Özlem Demir Benim ilk patronum.Bana öğretmenliği öğretti hep güvendi.hepinize teşekkürler :) 


14 Kasım 2014 Cuma

Aşure Ayı

Saat 19.00 da başlayan aşure yapımı 01.00 itibari ile son bulmuş bulunuyor.Ne emek var şu aşurede.Her yıl malzemelerini ben alıyorum , annem gelip pişiriyor ortak sevaba girmiş oluyoruz.Ama yapması malzeme almaktan daha zor bu yüzden Allah annemden rağZı olsun.Yanlız şunu belirtmek isterim komşuluk ölmüş arkadaş ya da mahallece tembeliz :) Bir tane bile aşure gelmedi kardeşim.Bu yüzden koca bir kazanla pişirdik  yarın tüm mahalleye dağıtacağız.eskiden cam kaseyle dağıtırdık.Ben evin büyüğü olunca hep bana düşerdi.Aşure dağıtmaktan zor olan şey ,aşure vediğin kadına annem kaseyi istiyor demekti :))) Bazısı verirdi hemen,bazısı bende aşure yapıcam koyar getiririm der üstüne yatardı kasenin :) Şimdi kullan atlar çıktıda kurtulduk kaseyi kurtaracağız stresinden :)) Hatta bir kere bizim kaseyi geri vermeyen bi komşuya oturmaya gittiğimizde baya baya bizim kaseyle biZe servis yaptı :) Ama suç bizde ataydık çantaya :))) Şaka bir yana Allah herkesin evine bolluk,bereket versin inşallah.Şu aşurenin içindeki her buğday tanesi kadar öğrencim olsa mesela :)))) Hadi ben yatar sevgilerimle millet :) #muzisyenanne #iyigeceler#aşure#bereket#dua#anneeli#igannesi #internetanneleri #uykusuzanneler #igkids 

3 Kasım 2014 Pazartesi

Bir Anahtarlık Deyip Geçme..Ne Hayaller Var Onun Pesinde :)

#blog Yıl 2009..Aylardan Temmuz.Kardesim dedigim kiz arkadaslarimdan hayatımın kazıgını yemisim..Buna ragmen bir muzik okulu acmaya calisiyoruz.Kocam bir yandan benim depresyonumla bogusurken, bir yandan mimarla savas veriyor ,ayrica okulu acmak icin cektigimiz krediyi odemek icin bir sirkette calisiyor.Ben mi ?? Ben surekli arkadaslarim bana niye bunu yapti diye agliyorum salak salak..Bir yandan da okulu hic acamayacagız diye umutsuz bir ruh halindeyim.Ee kolay degil bir kömürlügü okula cevirmeye karar vermisiz..Ustelik Yamaha gibi bir dev markanin Avrupa Yakasinda ki franchise okulu olmaya hak kazanmisim sadece 5 ay vakit vermisler acabilmemiz icin.(Size bu hafta okulu kurma hikayemi yazacagım zaten.)Okulu acmaya karar vermeden bikac ay oncede  yemekteyiz yarismasinda yaristim.Orada beni izleyip cok seven bir bayan arkadas ve esiyle arkadas olduk ailece ve hem onlari görmeye hem de haftasonu gezmesine İzmit'e gittik.İste orada cikti bu anahtarlik karsima.Hic dusunmeden satın aldim ,arkasina okulun ismini yazdirdik.Aylarca ucunda anahtar olmadan cebimde tasidim.Elbet bigun insaat bitecek bu okul açılcaktı.Okul acildiktan bikac ay sonra anahtarligim kopmustu ama hic atmaya kıyamadım.Hatta gecen sene okulun ismini degistirip kendi kanatlarımızla ucmaya devam etmeye karar verdiysekte Yamaha Class ilk bebegim.Bir anahtarlık hikayemde arabam icin var.Onun hikayesi daha vahim istedigim arabayi alip o anahtarı takmak icin tam 3 yıl anahtarligi öpüp kokladım ..Kizimin ilk resim defterinin ilk sayfasina bile arabayi cizip plaka koymusum :)) Arabayi teslim almaya gittigim anda gözyasları icinde taktim o anahtarligi.Gerci o da 1 hafta icinde koptu hatta tuzla buz oldu..tasli bir nazar boncuguydu ,nazar cikmis oldu..Benim hala çok hayalim var..Evet yoluma çok taş koyan oluyor.Olsun be canınız saolsun.Hani bizim okulu su basıyor ,bazı aksilikler pesimi bırakmıyor,ensemde kotuluk yapmaya calisan bir suru adamnın gölgesi var ya !!! Korkmuyorum hicbirinizden.Benim daha ucuna hayallerimi takmayi bekledigim cok anahtarlıgım var.Simdi olmasa da elbet birgün.Okulum gibi, arabam gibi basaracagim.Siz beni takibe devam edin.Sevgilerimle #muzisyenanne#blogger

31 Ekim 2014 Cuma

Bana Göre Hayırlı Cuma Sana Göre Happy Halloween ? HAPPY HALLOWEEN NEDİR ?

   Merhabalar Oncelikle Hayırlı Cumalar.

Sonrasinda bizim neden kutladigimizi anliyamadigimHappy Halloween.Cocuklar ve hatta biz buyuklerin bile bir sekilde rüzgarina kapilip gittigimiz Happy Halloween bizim kulturumuze ittir kaktir yerlestirmeye calistigimiz bir bayram.Daha 2 gün önce bayramların en güzelini Cumhuiryet Bayramini yasadik.Ama 2 gun bayramsiz kalamiyouz kasinti basiyor.Hadi buyrun Cadılar Bayramına.

      Ülkemizde yasayan yabancı kökenli ailelerin pek tabiki kutlamasi kendi geleneklerini hangi ulkede olursa olsun devam ettirmesi harika birsey.Ama bize ne oluyor acaba.Cok yakında sükran günü  falanda kutlarız.

     Her parti evinde veya evlerde yapilan Happy Halloween Partileri cocuklarin duzeninide bozdu.Bugun arkadaslarinin evinde partiye katilmak isteyen 3 ogrencim derse gelemiyecegini bildirdi.Zaten Sali yaim gun,carsamba tatildi.Bugun de Cadilar Bayrami resmi tatil degil ama korkuyorum yakinda o da olur.Simdilik kizim 3.5 yasinda ama ilerde eminim o da arkadaslarindan gorup heves edecek ne kadar sacma bulsamda tukurdugumu yalayip goturmek zorunda kalacagim belki de .

    Yani disardan cok eglenceli gozukuyor satilan kostumler,kiyafetler ama ozenti gelenekler yerine yinede ozumuzde kalsak daha iyi olur diyorum.Ne de olsa kimse bizimle 29 ekim,23 Nisan ,19 Mayis ,30 Agustos bayramlarimizi kutlamiyor.Haa gerci yakinda bizde kutlayamayacagiz gibi gozukuyor :(( Umarim yanilirim.

    Sevgilerimle. @muzisyenanne

    www.etilermuzikokulu.com


Happy Hallowen Nedir ?

Kaynak : Murat Kızılca (öteki sinema)

 Her sene 31 Ekim gecesi kutlanan ve artık korku öğelerinin ön planda olduğu bir karnavala dönüşen bu gecede, daha çok çocuklar korkunç kıyafetler giyerek kapı kapı dolaşır, ziyaret ettikleri evlerden şeker toplarlar. Halloween’in vazgeçilmez simgelerinden biri de, içi boşaltılıp korkunç bir yüze benzetilerek oyulan ve içerisinde mum yakılan balkabağıdır elbette.

Kökeninin gene 31 Ekim gecesi kutlanan ve pagan geleneklerin uzantısı olan Kelt festivali Samhain’e kadar uzandığı söylenir. Keltler için 1 Kasım tarihi, hem kışın hem de yeni bir yılın başlangıcıdır. “Efsaneye göre, Samhain aslında bu festivallerin oluşumunu sağlayan bir çeşit şeytandır. Kelt’lere göre, 31 Ekim gecesi, yılda bir kere ölüler âlemi ve canlılar arasındaki sınırları oluşturan perde incelmektedir; o gece, Samhain’in gecesidir. Samhain’in uyandırılması için 29, 30 ve 31 Ekim’de üç ayrı kurban verilmesi gerekmektedir. Böylelikle Samnhain yeryüzüne çıkar, buradaki ölüleri diriltir, hayaletleri canlandırır ve bu şekilde kıyamet başlar. Cadılar Bayramında kullanılan tüm ritüeller aslında bu antik çağlarda yaşanıldığı yazan efsanenin dönüştürülmüş halidir. Örneğin; maskeler: Cadılar Bayramı’nda takılan maskeler, efsaneye göre aslında Samhain’in insanları fark edememesi için yani ondan saklanmak için takılmaktaydı; kapıya bırakılan şekerler Samhain’in karnını doyurmak için ve son olarak evlerin önüne konulan balkabağından kafalar ise ona tapınanların evlerini göstermek için kullanılıyordu. Balkabakları, Samhain’in müritlerini tanıması ve onlara zarar vermemesi için bir işaretti. Bir geleneğe göre balkabaklarının içinde mum üç gün boyunca söndürülmezmiş, aksi yapılırsa Samhain o evi alt üst edermiş.”1

Halloween’in kökeni, Hristiyanların her yıl 1 Kasım’da kutladıkları Azizler Günü (All Saints’ Day) ile de ilişkilendirilir. Aynı gün için All Hallows, Hallowmas ya da Hallowtide da denir. Azizler Günü, Hıristiyanlıkta bilinen ve bilinmeyen tüm azizlerin anıldığı kutsal gündür. Halloween’in kelime kökeni için sözlüğe baktığımızda ise şunu görürüz: “1 Kasım için kullanılan All Hallows Day’den hareketle, 31 Ekim gecesi için All-Hallows’-Even (evening) dendiği ve bu kelimenin zamanla Halloween’e dönüştüğü söylenir.”2

28 Ekim 2014 Salı

29 Ekim'e 1 Kala Hissettiklerim :)


Herkese mutlu sabahlar .Her 29 ekim oncesi icimi farkli bir heyecan ,bi yandan da duygusallik kaplar.Bir Atatürk daha dogar mi ??? Belki de dogdu bunca dusmanla savasmaya cesaret eder mi ?? 29 Ekim hepimizin Dogumgunu ve senliklerle kutlamaliyiz.Bu sebeple okulumuzu süslemek icin gecen hafta Eminonu'ne bayraklar, balonlar almaya gittigimde buyuk hayal kırıkligina ugradim.Malesef hallowen party,ve hatta happy new year ulkemizde daha heyecanla kutlaniyor.Cunku Eminonu'nde bayrak bulmakta epey zorlandim.Tum bayraklar tezgah altindan cikti ama  butun yılbasi susleri disarilarda asılı.Noel Baba gordugum kadar Atatürk resmi göremedim :(((( Ben de yeni yıl kutlamayi,agac suslemeyi seviyoum.Oruc  tutup ,kurban bayraminda bagis yapiyorum.Herseyi zamaninda ve yerinde yapmayı seviyorum.Ama Ataturk'un icimizde yasayan sevgisini disa vurmamiz gereken, en azindan 1 hafta boyunca bas tacı ve gundemde olmasi gereken bir hafta da cadilar bayramina daha cok onem veriliyor olmasi beni uzuyor,hatta kızdırıyor.Ne yapalım her koyun kendi bacagindan asılır demisler.Ben kendi kızıma ve ogrencilerime elimden geldigi kadar bu coskuyu yasatacagim.Allahtan kizimin yuvasida bu konuda cok hassas.Bu hassasiyetlerinden oturu Levent Yeni Cilek Cocuk evi ailesine sonsuz tesekkurler.Bugun okulumuzda yapilacak torene sabah 7 de kalkip hazirlandik.Ata'ya saygimiz sonsuz bayragimizin renklerinde giyindik :)) Umarim her aile cocugunu Atatürk sevgisi ile buyutur.Din,dil,ırk ne olursa olsun bu hayattaki tek kahraman Atatürk bence.

       Her cocugun Allah ve Atatürk sevgisi ile buyumesini,dinimizi devlet islerine karıstirmadan aydinlik yarinlara ilerlemeyi dilerim.


     Sevgilerimle @muzisyenanne

    Ahu Kahraman Yıldırım


www.etilermuzikokulu.com

24 Ekim 2014 Cuma

Ebru Karaduman Beden Atölyesi 5 Yasında

2009 Yılında ikimizde bir hayal kurmusuz.Uzman oldugumuz isi cocuklara keyifle vermeyi, ailelerde guven ve bilinc olusturmayi amac edinmisiz.Resimde gordugunuz citi pıtı tatli bayan @ebrukaraduman milli jimnastikci okulun sahibesi.Harika bir okulu var.Bugun de 5. Yil kutlamasi icin bizleri sevgili Esra Oruc @latigul davet etti.Ayrıca Sevgili Esra'nin cok degerli rahmetli annesinin de bugun dogumgunuymus ve annesinin gunluklerini okuyarak blogger olmaya karar vermis.Cok duygulandim ben bu hikayeden.İyiki de yazmis annesi o gunlukleri iyiki de Esra okumus ve bizlere blog yazmaya baslamis.Seni cok seviyoruz @latigül :))

   Beden Atölyesi erken yasta temel jimnastik spor disiplini icin dogru adres bence.

     Harika bir bahcesi var.Caddebostan gibi bir yer de kocaman bahce bir cennet.Dogumgunu,baby shower,sinif toplantilari yapilabiliyor.Ayrica cocuklariniz dersteyken anneler icinde plates dersleri var.

      Bir anne olarak sadece para kazanma amacli kurulan ticari yerlerden hoslanmıyorum.Bu sebeple Ebru harika bir is cikarmis.Ona destek olmak gercekten isini severek ve iyi yapan arkadaslarimin okullarına kendi kızım ve ogrencilerimi yonlendirmeyi kendime görev edindim.

     Sevgili Ebru yolunun aydınlık , huzurlu olmasını dilerim.Okulun aklı selim veli ve ogrencilerle dolsun tassin insallah.

         Ve sevgili Esra Oruç oncelikle degerli annene allahtan rahmet dilerim.Ama senin gibi bir evladi bizlere kazandirdigi icin yuksek ihtimalle cennetten bizlere gülümsüyordur.


    Ve son tesekkurumde Gratis ve DoganEgmont un bizim icin hazirlamis oldugu hediyelerle yine elimiz kolumuz dolu donduk.

    Bebegim Gratisle Buyuyor paketleri bir harika cok ama cok tesekkurler.


Sevgilerimle @muzisyenanne @kidsmusicclass

Ahu Kahraman Yıldırım

www.etilermuzikokulu.com


Beden Atölyesi

Etiler, Suadiye ve Caddebostan olmak uzere 3 subeyle hizmet veriyor.


www.bedenatolyesi.com



.#ebrukaraduman#bedenatölyesi#muzisyenanne #blog#blogger

22 Ekim 2014 Çarşamba

İGOR LANSMAN anne & çocuk ayakkabıları



   Merhaba Degerli Anneler


Sizlere gecen hafta davetlisi oldugumuz İgor ve Boaonda Markalarinin tanıtımı ile ilgili bilgi vermek istiyorum.


    Cevahir Biz Hotel'de gerceklesen lansman bircok taninmis blogger anneye ev sahipligi yaptı.


      Firma yetkilileri bizleri cok sıcak ve samimi karsıladı.Her urunu tek tek özellikleriyle anlattılar.Daha sonra harika bir brunch bizleri bekliyordu.

       Gun sonunda ise cocuklarimiz icin cok guzel yagmur cizmeleri hediye ettiler.Benim modeller arasında Lal prenses icin begendigim modelin pakedimden cikmasi ayrica mutlu olmama sebep oldu :)Bu nazik davranısları icin cok ama cok tesekkürler.


Oncelikle cocuk cizme ve sandaletlerinin şıklıgı ve rahatlıgı beni en cok etkileyen nokta oldu.Anne kız terlik modelleri 2015 yazına damga vuracak cinsten.


      Ayrica siz hic ortopedik topuklu ayakkabı gördünüz mu bilemem ama ben burada gordum.Denemeden bile ne kadar rahat olduklarını bakarken bile anlıyabiliyorsunuz.Bahar aylarında satısa cikacak olan topuklu ayakkabıları büyük bir heyecanla bekliyorum.



    Ekte o güne ait cektigim birkac modelin resmini ve firmanin one cikmasinda onem tasiyan noktaların anlatildigi basın bültenini paylasıyorum.


     Hepinize mutlu, saglıklı günler :)


Sevgilerimle @muzisyenanne

Ahu Kahraman Yıldırım

www.etilermuzikokulu.com


 


 


      


BASIN BüLTENİ


IGOR, CANLI LATİN RENKLERİNİ SONBAHARA TAŞIYOR

Çocukların eğlenceli dünyalarından ilhamalınarak tasarlanan IGOR yağmur botları sonbaharı renklendirmeye hazırlanıyor.

İspanya’nın ünlü kadın ve çocuk ayakkabımarkası IGOR; tasarımları ve sağlıklı yapısıyla kısa sürede çocukların ve ailelerin vazgeçilmezleri arasında yer almaya aday gözüküyor.

 

İspanya’nın ünlü kadın ve çocuk ayakkabı markası IGOR;çocuklara özel tasarladığı yağmur botları koleksiyonuyla dikkat çekiyor… Latin dünyasının canlı renklerinden ilham alınarak hazırlanan koleksiyon çocukların eğlenceli dünyalarına hitap ederken, ebeveynlerin sağlıkla ilgili endişelerini yok ediyor. Anti-kansorejen hammaddeden üretilen, su geçirmez yapıya sahip ve tabanlıkla desteklenen botlar çocukların ayak gelişimlerini olumlu yönde etkiliyor.

Ayak sağlığı ön planda tutularak geliştirilen koleksiyon; sağlık kurumlarından alınmış sertifikalarıyla ailelerin beğenisine sunuluyor. İspanya’da kadın ve çocuk modasına yön veren markalar arasında yer alan IGOR, Türkiye pazarında da bu iddiasını dile getiriyor.

Çocukların sağlıklı bedensel gelişimlerinin önemli bir parçası olan ayak sağlığında iddialı bir tutuma sahip olan IGOR’unbirbirinden güzel, şeker renklerinde botlarınawww.markamixi.com ‘a ve IGOR satış noktalarından ulaşabilirsiniz.







8 Haziran 2014 Pazar

Müzisyenanne İlkokul Günlüğü :)

      Değerli anneler ve takipçiler belkide benimle birlikte 2 kişinin daha takip ettiği bloğumun yeni yazısı ibretlik ilkokul 5. sınıf :))) Konservatuvara doğru giden bu yolda ailemin sabrı ve allahım biz ne yaptıkta bize böyle evlat verdin dedirtmeye başladığım birkaç anı :)
  
Yıl 1991 Kazım Tunç İlköğretim 5. sınıftayım ilkokula 1 sene erken başladığım için erken mezun oluyorum.Annemler dişlerinden tırnaklarından arttırarark o dönemin en dünlü dershanesi FKM Kadiköy şubesine (Fıstık kızlar merkezi derdik biz arkadaşlar arasında )beni yazdırmışlar.Maltepeden haftada iki gün servisle gidip geliyorum.İlkokul 5. sınıfın ilk yarısı öğretmenden yediğim dayaklar sebebi ile öğretmen değiştirmek zorunda kalıyorum.Şimdi içinizden bu kadın bundan bu kadar çatlak dediğinizi duyar gibiyim ama korkmayın kafama darbe almadım :)

  Bende az değilim  kabul ediyorum tabi ama benim öğretmenimde deliydi düşünün benim gibi ömrü boyunca balık etli olan çocuğun beslenme notuna orta yazacak kadar şuursuz :) Davranış notuma da iyi vermiş..Annem şoka girdi tabi ilkokulu bitirmeme ,anadolu lisesi sınavlarına girmeme yarım dönem kalmış kızın karnesi yerlerde :))))  Ha bu arada matematik,sosyal bilgiler gibi notlarımda zaten pekiyi gören olmadığı için oraya yazılan orta ve iyiler pek kimsenin dikkatini çekmedi allahtan..Öğretmenden dayak yediğimi annemlere hiç anlatamamıştım çünkü dövdükten sonra eve gidip ailemize söylersek iki katı döverim diye hep tehdit alırdık.Haa bu arada aşağıda ilkokula ait bir resim ekledim.Kolumdaki kitap kolu kolluğu sanmayınki kitaplara çok meraklıydım :))) Hiçbir göreve seçilemeyince ilkokulda en angarya kol olan kitaplık koluna adaylığımı koydum kütüphane silip durduyordum :))

      Bizim öğretmen dedim ya şuursuz diye öğretmenler gününde alınan hediyeleri kafamıza fırlatır tek tek alıp gelmeyin toplanın adm gibi bişey alın falanca şubenin öğretmenine bulaşık makinesi almışlar dediği oldu düşünün.Zira o yıllarda bulaşık makinesi her evde yok önemli bişey yani.

 Davranış notlarımdaki  düşüş sebebini merak eden anneme açıklama olarak kızınız beslenme saatine muz getirmiş alan var almayan var bu yüzden beslenme notuna orta verdim demişti.:) Davranış notuma iyi vermesine gelince bakın size kim haklı kim haksız anlatayım karar verin.

     Hatırlarmısınız eskiden ilk okullarda siyah önlük beyaz yaka ve sıralarda mavi beyaz kareli önlükler vardı.En azından benim okulum devlet okulu olduğu için bizde vardı ve her hafta sıranın sol başında oturan örtüyü evine götürür ,yıkatır pazartesi getirirdi.Sol baş deyip geçmeyin biz 3 er kişi bir masada otururduk ve sağ elinle yazı yazdığın için sol elinin boşta kalması istediğin gibi sıraya koyabilme özgürlüğü çok mühim bişeydi :)))  Gel gelelim ben salağı her cuma arkadaşlarım tarafından hep sol başa oturtuluyodum Ahu cum gel bugün hakkımı sana vereyim rahat otur diye :))) Başlarda aa ne iyi kızlar dediğim bu durum 2 hafta üst üste örtü bana patlayınca anneminde dikkatini çekmiş olacakki siz bu örtüyü sırayla yıkamıyor musunuz dedi ?? 3. hafta sırasnın ortasında oturmama rağmen cuma zil çalmasıyla birlikte benim sıradakiler tüydü hiç unutmam isimlerini Sevinmç ve Dilek.Dilek esmer zayıf minyon kara kuru bişeydi.Ama örtü sırası ondaydı.Arkasından seslendim duymamazlıktan geldi.Bende ne akla hizmetse peşinden gidip takip ettim :=)))Annesi mahalle arasında yoğurt peynir satıyordu.Kızın dükkana girmesi ile bende pesinden daldım.Hanım hanım benim annemi salak mı sandınız 3 haftadır bu örtüyü biz yıkıyoruz sıra sizde deyip kadının kafasına örtüyü attığım gibi eve koştum :) Annem niye geç kaldığımı kesin sormuştur çünkü okulu gören bir mesafedeydi evimiz ama verdiğim cevabı hatırlamıyorum.Neyse o dönEm tabiki cep telefonu yok hatta her evde telefon hattı bile olmadığından anneme seri bi sekilde şikayet eden olmadı.Pazartesi Dilek'in annesi gelmiş tabiki beni şikayet etmiş.Bizim çözüm ortağı öğretmenimizde annemi çağırıp konuşmak veya benim derdimi dinlemek yerine attı tabi sınıf ortasında meydan dayağını.Aslında beni kızın evini basmaya gidene kadar bikaç kere derdimi anlatmaya çalıştığımda dinleseydi çok haklı olduğumu anlayacaktı.Ama maalesef sınıfta bazı anneler öğretmene yalakalıkta çığır açtığı ve 7-24 hediyeye boğduklarından pek dinleyenim olmuyordu.

Bizim öğretmen banada annemede uyuz olurdu.Geçen yazımda bahsetmiştim ya annem sonuçta zengin bir ailenin kızıymış ve evlenirken dedem onu altında arabasıyla gelin vermiş.Çok güzel,bakımlı,güzel giyimli ve kocası aşık mutlu bir kadın olduğunuda var sayarsak linç etmediklerine şükür etmeliyiz :) Diyeceğim o ki ailecek yalakalığı hiç sevmeyiz yapamayızda bu yüzden bizim öğretmende yalaka tarafı haklı bulup davranış notumu pekiyi yerine iyiye cevirdi. :)))))

     Annem bana olanları dinleyince hiç kızmadı hatta beni dinlemediği için çocuklar arası adaleti sağlamadığı için öğretmene kızdı.Baktım annem öğretmene iyice uyuz oldu fırsat bu fırsat bide yediğim dayakları anlatınca kadın hayatının şokunu yaşadı :)Ve anında öğretmen değişikliği için müdüre dilekçe verildi.Aslında yazdığım kadar kolay oldu sayılmaz öğretmen değişikliği.Eski öğretmenim dünyanın olayını çıkardı folklör ekibinden beni attırmaya çalıştı vs vs .. Ama yarım dönEm bile olsa okuduğum yeni öğretmenin şevkati hala yüzümü gülümsetir.Davranış notlarım düzeldiği gibi matematik ve diğer derslerimin çoğu neredeyse pekiyi oldu.Bir öğrencinin hayatında ne kadar önemliymiş öğretmen onu anlamış olduk.

    Neyse olaylı bir ilkokul 5. sınıf dönemini geride bırakırken ortaya çıkan konservatuvar sınavına girme fikri hayatımı değiştirdi.Zaten ders çalışmakla ilgim olmayan ben sandım ki eğlenceli hiç ders olmayan bir okul buldum.Bu yüzden kazara olurda Anadolu lisesi sınavını kazanırım da konservatuvara göndermezler diye sınava girip zeka açsın diye verilen şekerleri yiyip,üstüne okunmuş suyumu için o piti piti tekerelmeleri ile kafama esen soruları cevaplayıp sınavdan çıktım :)))) Tabi dışarıda kahraman gibi karşılandım çünkü sınavdan ilk çıkan öğrenci olarak herkes üstüme çullandı  :) Vay efendim sorular nasılmış,nasıl yetiştirmişim,boşum varmıymış :))) Diyemedim tabi sorular değil ama şekerler bitti ondan çıktım diye ..

       Hatırlarsanız en başta belirtmiştim İstanbul 'da o dönem en meşhur dershane olan FKM ye gidiyordum ,haftada bir günde eve ilkokul öğretmeni komşumuz Bakiye teyze özel ders vermeye geliyordu.Hatta sınavdan sonra Bakiye teyze soruları çözmek için yine derse geldi birlikte soruları çözdük.Çok sevindiler çünkü evde soruları çözerken ortalama puanı olan bir anadolu lisesini kazanabilecek kadar soruyu doğru cevaplıyabildim.Ama tabiki sınavda soruları boş bıraktığımdan kimsenin haberi yoktu :))) Derken konservatuvar yetenek sınavları başladı.Önce Kadiköy deki İstanbul ünv.Devlet Konservatuvarı sınavına girdim.3.basamaga kadar gelip son seçmelerde elendim.Sonra Mimar Sinan sınavlarına girdim orda da son basamakta elenince gururuma yediremedim ağladımda ağladım.Benim melek ailemde benim müziğe büyük bir tutkuyla bağlı olduğumu düşünüp çok üzülmüşler.O sırada okuldan bir hocanın bizi aramasıyla hayatım değişti.Hoca beni çok sevdiğini ve yetenekli bulduğunu bir sonraki senenin sınavlarına hiç para almadan beni çalıştıracağını seviye sınavıyla orta 2 den devam edebileceğimi söyledi.Hemen başladık çalışmaya ve bakın neler oldu neler .

  Özellikle çocuklarını ufak yaşta bu eğitimi aldırmak isteyen aileler için kılavuz ve hayat dersi olabilecek  konservatuvar günlüğü yazım çok yakında... Sevgilerimle.

 Ahu Kahraman Yıldırım
     @muzisyenanne
www.etilermüzikokulu.com


     
                      Tipimden fırlamalık akıyor zaten arkadaş hiç adam olacak çocuk tibi yok :)
       

6 Haziran 2014 Cuma

Muzisyenanne Doğarken :)

  
         Herkese aylar sonra merhaba...

Ekim ayından beri hiç yazı yazmamışım.Aslında blog yazamayı bir ara sadece laf koyma sanatına çevirmiştim.Çok şükür büyüdüm.Ve müzisyenanne ismi ile sosyal medya ve blogger dünyasından birçok arkadaş edindim.Onlardan aldığım tavsiyeler ve ısrarlarla tekrar blog yazamaya başlıyorum.

   Ancak şimdiden söyliyim davetli olduğum lansmanları tabiki yazacağım ama genelde hep komik ve günlük tarzında olacak  yazılarım.Çünkü yeterince sizi bilgilendirecek yazılar yazan blogger olduğuna inanıyorum :) Beni rahatlamak için takip edebilirsiniz.Güldürme garantisi veririm.



     Denizli 'li  Yılmaz & İsmet Kahraman 'nın 1979 kurulan mutlu yuvasının ilk meyvesi olarak 12-05-1981 yılında dünyaya gelmişim.Makine Mühendisi babam henüz askerken annemle evlendikleri için astsubay olan babama eşlik etmek için annemde Gaziantep'e asker eşi olarak  gelin gitmiş :) Annem bana Gaziantep'te hamile kalmış.Yani kütüğüm Denizli ama temelim Gaziantep doğumum İstanbul :) Tam ortaya karışık ..
          
    
Benim babam çocukluğundan beri çok yaramaz ama çok yaratıcı ve çalışkanmış.Hatta şu anda Türkiye'ni en zenginlerinden olan Ahmet Zorlu ile aynı ilkokulda okumuşlar :))) Babam okumayı seçmiş Ahmet bey ticareti.Denizli Babadağ 'da o dönemlerde ortaokul ,lise olmadığı için babam daha ufacık yaşında Merkez de bir ailenin yanına yerleştirilmiş ve orada okumuş.Hatta yanında kaldığı aile sürekli bakla pişirdiği için hala baklayla arası pek yoktur.Gel gelelim yıllar geçmiş babam mezun olmuş İstanbul'da Diş Fakültesini kazanmış.Tesadüfe bakınki babamın babası yıllarca dişçi yanında asistan olarak çalıştığından dedeme de hep dişçi Hilmi derlerdi ancak dedem yinede babamın kazandığı bölüme sevinmemiş.Çünkü maalesef dışarıya bonkör olan dedem çocuklarına çok daha acımasızmış.Babamın yıllarca yalvarmasına rağmen ona hiç bisiklet almamış.Hatta yaramazlık yapıp düşüp eve geldiğinde birde üstüne dedemden dayak yermiş.Bundandır sebep benim ve kardeşimin her boy bisikleti var ve babam sonsuz sabrı ile her hatamızda bizi sevgisi ile dövdü.Haa gerçi kardeşimin pek hata yaptığı görülmemiştir.Ben ikimiz adınada hayatı zindan ettim babama :))

    Neyse babamın kazandığı dişçilik fakültesinin harçları çok yüksek olunca dedem onun o bölümde okumasına izin vermemiş babamda başka bir tercihi olan Yıldız Teknik Ünv.Makine Mühendisliği 2.öğretime kayıt olmuş.2. öğretim çünkü gündüzleri taksi de çalışıp eğitim masraflarını çıkarmış.Yani benim babam soyadı gibi tam bir kahraman.

     Annemle babam ailelerin bir araya geldiği bir yemekte tanışıp aşık olmuşlar.Taksim Maksim 'de yapılan nişanlarında o dönemin en ünlü şarkıcısı Erol Büyükburç sahne almış.Kadere bakın yıllar sonra büyüyen piyanist olan kızları nişanlarında sahne alan sanatçının piyanisti oldu :)

        
     Benim annem Kadiköy Moda 'da oturan  çok varlıklı bir fabrikatör babanın kızı olarak babamla evlenmiş.Babam o zaman yeni mezun Alarko 'da çalışan 26 yaşında  makine mühendisiymiş.Annem Kadiköy Anadolu Lisesi son sınıftayken nişanlanmışlar.Annem Ege Ünv.İngilizce Öğretmenliği Bölümünü kazanmış ama aşk ağır basmış ve 20 yaşında evlenmiş.Zaman zaman ünv.mezunu çalışan kariyer yapan anneleri görünce anneme kızardım o da okusaymış keşke bir mesleği olsaymış derdim.Üniversiteyi bitirip evlenseymiş diye sorarasanız eğer ,ona da babam izin vermemiş ayrılırız demiş.Ama babama bakınca benim babam kadar harika mükemmel insan bi daha karşısına çıkarmıydı bilemiyorum.

        Babam çok gururludur adam gibi adam dediğimiz türden.Annemi baba evinden almış ve o günden sonra yaşadığı rahat hayatı ona eksik hissettirmemek için gece gündüz çalışmış.Tabiki başlarda zor olmuş.Annem Gaziantep'te sular kesilince balkondaki karları eritip su yapmış ,100 gram kıyma ile 4 çeşit yemek yapmış.Hatta ben doğduğumda manavdan muz almaya gitmiş manavda anneme muzun yeşillerinden vermiş.Annem de bebeğe yediricem biraz daha olgununu verirmisiniz deyince adam alacağın 2 muz onuda seçiyosun diye çıkışmış.Baba evinde kilolarca muz gören bir insanın çocuğu için bir muz alırken yediği bu sözlerin en büyük tesellisi aşkları olmuş.İşte eski zaman aşkları.Parasızlık onların aşkına hiç etki etmemiş.

        Derken ben yola çıkmışım :) O sırada babamın askerliği bitmiş ve İstanbul'a yerleşmişler.Maltepe'de bütçelerinin yettiği bir ev tutmuşlar.Annem o evi temizleyip ampul takıp ışığını yaktıkları günü hiç unutmuyor.Ben o evde dünyaya gelmişim.Annem rahat doğum yapsın diye Özel Dragos Kliniği seçilmiş.Epudurel o zaman yeni yeni uygulanmaya başlamış ve çok pahalıymış.Ama babam anneme kıyamamış ve onun parasını çıkarmak için Denizli'den getirttiği havlu çarşafları haftasonu pazarlara giderek satmaya başlamış.

      Benim doğumumda 3 yıl sonra kız kardeşim Işıl 'ında ailemize katılması ile 4 kişilk bir aile olmuşuz.Biz evimiz kiraydı ve kendi evimize taşınana kadar bizim ne oda takımımız ne de bir odamız oldu.Kız kardeşimde ben de Maltepe Kazım Tunç İlköğretim Okulunu bitirdik.Ben ilkokulu bitirirken babamın terfi etti ve pazarlama müdürü oldu.Birikimleri ve borçla harçla Maltepe Sahil Yalı Mahallesinde ev aldık.Henüz o yıllarda Maltepe sahili daha doldurulmamıştı ve neredeyse denize sıfır bir eve taşınmıştık :) Ben okulda folklör oynuyordum.Birde Maltepe İlçe korosundaydım.Benim kuzenlerimde Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı keman ve piyano bölümünde okuyordu.Annemlere müziğe ilgisi varsa yetenek sınavlarında şansımı denememi söylemişler.Mimar Sinan 'dan sınav kaydı için içeri ilk girdiğim günü hiç unutamam.Bahçede  gitar çalanlar,tuvalette şancılar.Bahçede Müşvik Kenter elma soyar ,tiyatrocular dizinin dibinde ezber yapar.mayosu,tütüsü ile kantine su almaya koşan balerinler.Yabancı filmlerden çıkmış bir rüya okul sanki.O gün kafaya koydum bende girmeliydim.Ama itiraf ediyorum ben o günkü manzara ömür boyu sürecek şen sazın bülbülleri gibi o okulda herkes eğlenip şarkı söyleyecek sandım :))))

        İşte buraya kadar benim doğma büyüme sürecimin kısa bir özeti.Bir sonraki yazımda konservatuvar maceramı yazacağım .Bir müzisyenanne kolay yetişmiyor.Çok iç açıcı bir okul hayatım olmadı şimdiden uyarayım her yıl en az 2 bütünleme ile biten okul hayatı yazım yakında sizlerle :)))

       Sevgilerimle
 Ahu Kahraman Yıldırım
     @muzisyenanne